|
HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)'İN SÜNNETİNE UYMANIN ÖNEMİ (2)9 Ocak 2015, Cuma 8:40
Bu haber 3449 kez okundu ![]() Mehmet SÖNMEZOĞLU
[email protected]
Hz.
Peygamber (s.a.s.)’e gerçek manada ümmet olanlar yani O’nun davetine uyan,
sünnetine sarılanlar dünyada huzur ve mutluluğa, ahirette de ebedî kurtuluşa
erişirler. Hz. Peygamber’in davetine sırt çevirerek O’na ümmet olma
bahtiyarlığından mahrum kalanlar ise ahirette ateşe düşmekten kurtulamazlar.
Hz.
Peygamber (s.a.s.)’in sünnetine sımsıkı sarılıp onunla amel etmedikçe, bir
kimsenin O’nun ümmetinden olabilmesi ve kurtuluşa ermesi mümkün değildir. Zira
Hz. Peygamber şöyle buyurmaktadır: “...Kim
benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir.” (Buharî, Nikâh,
1; Müslim, Nikâh, 5)
Ayet
ve hadisler, Müslümanların ancak Allah’a itaatle birlikte Hz. Peygamber’e de
itaat etmek ve O’nun sünnetine sarılmak suretiyle iyi bir kul olabileceklerini
ve kurtuluşa erebileceklerini çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Peygamber
Efendimiz (s.a.s.) bir konuşmasında, mü’minlere sıkıntılardan kurtulmanın yolu
olarak sünnete sarılmayı göstermiş ve şu tavsiyede bulunmuştur: “Benden sonra sağ kalıp uzunca bir hayat
sürenler pek çok ihtilaflar görecekler. O zaman sizin üzerinize gerekli olan,
benim sünnetime ve doğru yolda olan Hulefâ-i Râşidîn’in sünnetine
sarılmanızdır. Bu sünnetlere sımsıkı sarılınız. Sonradan ortaya çıkarılmış
bid’atlardan şiddetle kaçınınız. Çünkü her bid’at dalâlettir, sapıklıktır.” (Ebu Dâvud, Sünnet, 5; Tirmizi, İlim,
16)
Sünnetin
kendisine sarılanları kurtardığı kesindir. Tâbiîn müfessirlerinden Dahhâk İbni
Müzâhim ne güzel ifade etmiştir: “Cennet
ile sünnet aynı konumdadır. Zira ahirette cennete giren, dünyada sünnete
sarılan kurtulur.” (Kurtubî,
Tefsîr, XIII, 365)
İmam Mâlik de sünneti Nuh (a.s.)’ın gemisine benzetmiş ve “Kim ona binerse, kurtulur, kim binmezse boğulur” demiştir. (Süyûtî,
Miftâhü’l-cenne, s. 53-54) [Riyâzü’s-Sâlihîn Terc. Erkam Yay. C. I, Sh.36]
Ashab-ı
kiram, Allah Resûlünün sünnetinin önemini çok iyi kavramışlardı. Öyle ki,
Abdullah İbn Mes’ud (r.a.)’ın ifadesine göre sünneti terk etmeyi sapıklıkla
eşdeğer kabul ediyorlardı Abdullah İbni Ömer (r.a.)’in şu sözleri Allah
Resûlünün sünnetine sarılmayı Müslümanlığın olmazsa olmaz şartı kabul eden
sahabenin duygu ve düşüncelerine tercüman olmaktadır: “Biz hiçbir şey bilmezken Allah bize Muhammed (s.a.s.)’i peygamber
olarak gönderdi. Biz, Muhammed (s.a.s.)’i neyi, nasıl yaparken görmüşsek, onu
öylece yaparız.” (Nesâî,
Taksîru’s-salât 1)
Mâlik
İbn Enes’in yanına bir adam geldi ve kendisinden bir mesele sordu. Mâlik ona:
“Resûlullah şöyle şöyle buyurdu, deyince, adam: Senin görüşün ne? dedi. Bunun
üzerine Mâlik, “Peygamberin emrine
muhalefet edenler, fitneye ve can yakıcı azaba uğramaktan, korksunlar” (Nûr, 24/63) ayetini okudu. Demek oluyor ki,
Allah ve Resûlü bir konuda hüküm vermişse, bir başka seçenek yoktur. Başka
sözler ve görüşler, Resûlullah’ın hadis ve sünnetine uymazsa, onları terketmek vacip
olur. (Riyâzü’s-Sâlihîn
Terc. Erkam Yay. C. I, Sh. 544)
Görüldüğü
gibi; dünya ve ahiret mutluluğunun Kur’an ve sünnete uymakla mümkün olduğu
açıkça ortadadır. Bu nedenle, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in sünnetini ehemmiyetsiz
görmek ve bu konuda münakaşa yapmak hiç doğru değildir. Müslümana düşen görev;
kendisine emredilen şeyleri yapmak, yasaklanan şeyleri de terketmektir, kısacası
her hâlükârda Allah ve Resûlü’ne tereddütsüz uymaktır, başka yollar aramak
değildir. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Sizi bir şeyden menettiğim zaman ondan
kesinlikle kaçının. Bir şey emrettiğimde ise, onu gücünüz yettiğince yerine
getirin” (Buhârî, İ’tisâm 2)
Sözü daha fazla uzatmadan Zührî’nin dediği
gibi diyelim: “Peygamberlik Allah
vergisidir. Resûl’e tebliğ, bize de teslimiyet düşmektedir.” (bkz. Beğavî,
Şerhu’s-sünne, I, 217)
Sonuçta Allah ve Resûlüne tam manasıyla uyanlar kazançlı çıkar, uymayanlar ise
ebediyen kaybetmeye mahkum olurlar.
O
halde; Hz. Peygamber (s.a.s.)’e itaat etmeden Allah’a itaatin mümkün
olmadığının idrakinde olmalı; Hz. Peygamber (s.a.s.)’in emrettiklerini yapmalı,
nehyettiklerinden sakınmalı; Allah’ın sevgisini ve rızasını elde etmek için Allah
Resûlüne itaat etmeli ve O’nun sünnetine uymalı; her türlü problemimizi Kur’an
ve sünnetin ışığında çözmeli; aksi takdirde dünyada çeşitli sıkıntılara maruz
kalacağımızı, ahirette de azaba uğrayacağımızı unutmamalıyız.
Mehmet Sönmezoğlu
Kocaeli İl Müftüsü Anahtar Kelimeler:
DİĞER YAZILARI |
![]() ![]() Başarı tesadüfi değildir ![]()
YAZARLAR
![]() ![]() ![]()
HAVA DURUMU
NAMAZ VAKİTLERİ
|
|
Bu yazıya yorum yapan ilk siz olun!